Max Stirner’in Yaşamı ve Eserleri

H. İbrahim Türkdoğan
 1

 

Mackay-Dähmhardt

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


John Henry Mackay’ın 1898 yılında yayımladığı yaklaşık 300 sayfalık Stirner biyografisinde birçok teknik bilgi sunulmaktadır: Ancak felsefi ve psikolojik açıdan işime yarayacak biyografik bilgiler bulmak pek mümkün değil.

Stirner’in çocukluğu üzerine psikolojik bir araştırma ilginç olabilirdi ama bu konuda elimizde yeterli bilgi yok. Sabit fikirlilik ve nevrotik davranış konusunda bu kadar güçlü analizler sunması sadece annesinin “ruh hastası” oluşundan kaynaklanıyor olamaz. Nevrotik olmayan insan mı var! Nevrozlarla süslenmemiş felsefe mi var? Ayrıca “ruh hastalığının” dışa yansıma şekli önemlidir, bu konuda hiçbir bilgi ve belge yok.

Erken yaşta babasını kaybeder ve manevi ailesinin yanında büyür. Bunlar çocuk gelişmesinde ilginç ve önemli noktalardır ancak içerik açısından hiçbir bilgi olmayınca, yalnızca teknik bilgiler olarak kalırlar, bu da psikanalitik bir çalışmayı gerektirmez. Bütün bir çocukluğu hakkında, doğumundan üniversiteye kadar, psikolojik yaşamını analizlemeyi gerektirecek bilgi mevcut değildir. Durumun farkında olan Mackay’ın üzülerek bu eksikliği kaydettiğini de belirtmek istiyorum.

Bu nedenle Türkçe okurlara Stirner’in kişiliği üzerine yalnızca bir kronoloji sunabileceğim.

Johann Caspar Schmidt, takma adıyla Max Stirner 25 Ekim 1806’da Bayreuth‘ta doğar. Sophia Eleonora Reinlein ve Albert Christian Heinrich Schmidt’in tek çocuğudur.  Flüt yapımcısı Heinrich Schmidt, Johann Caspar daha bir yaşına girmeden, bedenin fazla zorlanmasından dolayı kan boşanmasından 19 Nisan 1807’de ölür. “Ruh hastası” olarak bilinen annesi iki yıl sonra Heinrich Friedrich Ludwig Ballerstedt adında bir eczacıyla evlenir ve Kulm’a taşınır. Bayreuth’ta bırakılan Johann Caspar’ı bir yıl sonra yanlarına getirirler ve Johann Caspar, 12 yaşına kadar Kulm’da kaldıktan sonra tekrar Bayreuth’a (1818), çocukları olmayan manevi ailesinin yanına gönderilir. Johann Caspar, Berlin’e gidene kadar burada yaşar. Bayreuth’ta iyi itibarıyla tanınmış Gymnasium’u (lise) “pekiyi dereceyle” bitirdiğinde 20 yaşındadır. Çalışkan ve zeki bir öğrenci ve en iyi öğrencilerden biri olduğu okul tarafından sürekli vurgulanmıştır. Çalışkanlığını onurlandırmak için kendisine “Takdir Belgesi” verilmiştir. Lisedeyken ayrıca Latince, Fransızca ve Piyano dalında özel ders aldığı da bilinmektedir.

Manevi ebeveynlerin Stirner ile ilişkileri hakkında, Johann Carpar’ı “sıradan aile koşullarında sevgiyle büyütmüş” olmaları dışında, fazla bilgi sunamamaktadır Mackay. Nedir sıradan aile koşulları? Ve böyle bir ailede sevgi ne anlama gelir? Sevginin hangi özellikleriyle beslendi çocuk? Ve çocuğun, manevi babası ve manevi annesiyle ilişkisi pedagojik ve psikolojik açıdan nasıl adlandırılabilirdi? Cinsel eğilimleri neydi, dürtüleri gündelik yaşamıyla uyum sağlıyor muydu, âşık olmuş muydu, kimlerle çıkıyordu, gençlik yıllarını tadabildi mi? Bütün bu sorular yanıtsız kalmaktadır.  

Johann Caspar’ın gittiği lisede müdürlük görevi yapan Hegelci Georg Andreas Gabler, Johann Caspar’ın ilk düşünsel babasıdır. Gabler, Hegel’in ölümünden sonra, 1831’de, Hegel’in bıraktığı kürsüye geçer. Gabler aracılığıyla lise yıllarında tanıştığı Hegel felsefesinden uzun süre ayrılmayacaktır. Gabler, Johann Caspar’ı Hegelci olmaya hazırlamıştı ve Johann Caspar, hiç gecikmeden Berlin’e gidecek, Hegel’in yanında okuyacak, Hegel felsefesiyle cebelleşecek ve “Genç Hegelci” olarak tarihe geçecekti. Biricik ve Mülkiyeti’nde Hegel’le hesaplaşacak ve Hegel felsefesinden ancak Hiç Felsefesi üzerinden ayrılacaktı.

1928’de Berlin’den ayrılıp Erlangen’e gider ve burada en az bir sömestr felsefe okuduktan sonra yaklaşık dört yıl kadar "Almanya’yı gezmek" amacıyla öğrenimine ara verir. Ancak akraba ziyaretleri hariç nereye gittiği, nerede kaldığı, nelerle meşgul olduğu bilinmez. 1832’de tekrar Berlin’e döner ve iki yıl geçmeden “Schulgesetze” (Okul Yasaları) adlı çalışmasıyla öğrenimini bitirir.

Üniversite yıllarında arkadaşlarının kendisine büyük alnından dolayı “Stirner” demeleri üzerine bu adı kabul eder (“Stirn”Almancada alın demektir) ve “Stirner” sözcüğünün önüne bir de “Max” (maksimal anlamını içeren Maximilian adının kısaltılışı,) sözcüğünü ekleyerek En Büyük Alın olarak adlandırır kendisini. O andan itibaren adı Max Stirner’dir artık.

Devlet kurumlarında çalışmaya pek gönüllü olmayan Stirner, daha önce de uzun yıllar yaptığı gibi yazar ve çevirmen olarak geçimini sağlamaya çalışsa da pek başarılı olamaz.

12 Aralık 1837’de Agnes Clara Kunigunde Burtz ile evlenir. Burtz, henüz 22 yaşındayken, 29 Ağustos 1938’de erken doğum esnasında kurtarılamayarak çocukla birlikte ölür. Stirner’i etkilediğini düşündüğüm bu olayla ilgili de ayrıntılı bilgi mevcut değildir.

1839-1844 yılları arasında özel Yüksek Kız Lisesinde öğretmen olarak çalışır. Öğretmenlik işlevi hem okul idaresi hem de öğrencileri için memnun edici olarak bilinir. 1844’te  Der Einzige und sein Eigentum” (Biricik ve Mülkiyeti) adlı başyapıtını yayımladıktan sonra bir daha da herhangi bir kurumda çalışmaz.

1843 yılında Marie Wilhelmine Dähnhard ile evlenir. Dähnhard bu birlikteliği geçindirecek kadar yüklü bir paraya sahiptir. Ve Stirner bu parayla bir “süt fabrikası” kurmaya girişir. Ne var ki, daha sonra kimileri için güldürü konusu olacak olan “süt fabrikası projesi” daha başlamadan iflaz eder. Sanatçılar ve düşünürler arasında güncelliğini uzun süre yitirmeyen süt projesi hakkında Fontane gibi birçok yazar, öykücü ve başkaları çeşitli kabareler yazmaktan bir hâyli zevk alırlar. Stirner, neredeyse tüm Berlin’e yetecek kadar süt satın alır. Ancak bu kadar sütün bozulmasını önleyecek bir mekanizma kurmadan işe başlar. Kısa sürede satış yapamayınca da tonlarca süt Berlin’in akarsularına akıtılır.

Dört yıl kadar süren bu evlilik, başlarken de biterken de, herkesçe konuşulan bir beraberlikti. Özellikle Stirner’in bohem tarzı buna neden olmuştu. Bu çifti evlendirmeye gelen papaz, karşısında Stirner’i arkadaşlarıyla kumar oynarken görür. Alaylı bir ortamda papaz yüzükleri takmak isteyince Stirner’in evlilik yüzükleri almadığı belli olur. Bunun üzerine Bruno Bauer cebinden çıkardığı bakır halkaları takar. Kimileri de bu halkaların perdelerden çıkarıldığını söyler.

Dähnhard, Stirner gibi “Özgürler Kulübü”ne takılıyordu. Mackay’ın demiyle Kulübün entelektüeli Dähnhard, dönemin feminist hareketine öncülük eden Fransız yazar Georg Sand’ı pek severdi; onun bir takipçisiydi.

Mayıs 1856’da Stirner aniden hastalanır. Söylentiye göre zehirli bir sinek tarafından boynundan ısırılması üzerine oluşan kan çıbanı ölümüne neden olur.  23 Mayısta  bir doktora muayeneye gider, doktor yüksek ateş teşhisinde bulunarak gerekli önlemi alır. Ancak doktorun tatile gitmesi üzerine tedavi başka bir doktor tarafından yapılır. “Büyük bir olasılıkla bir diyet hatası ya da değiştirilen ve doğru olmayan tedavi sonucu, ateşi tekrar yükselir” (Mackay); boynunda oluşan tümör giderek diğer organlara da bulaşınca yaklaşık on dört gün sonra, 25 Haziran 1856’da ölür.

1

Eserleri

1842-1844 yıllarında Stirner, çeşitli günlük gazetelerde çok sayıda ilginç (edebiyat, sanat, din eğitim vb. içerikli) makaleler yazar. Bu makaleler “Stirner” ya da “Schmidt” imzası taşımaz her zaman; değişik adlarla yazmayı seçen Stirner, ardıllarını zor durumda bırakır: Bazı makalelerin kendisine ait olup olmadığı hâlâ bilinmemektedir.

Özgürler Kulübü”nün aktif elemanı olarak Prusya yönetimini şiddetle eleştirir ve aynı zamanda bu yönetimin yıkılmasını amaçlayan otonom birlikteliklerin kurulmasından yana yazılar da yayımlar. Marx’ın yayımladığı ya da redaktör olarak çalıştığı “Rheinische Zeitung”da “Das unwahre Prinzip unserer Erziehung oder Humanismus und Realismus” adlı eğitim ve hümanizm eleştirisini yayımlar (1842).

Sonbahar 1844’te “Der Einzige und sein Eigentum” (Biricik ve Mülkiyeti) adlı başyapıtı yayımlanır. Ludwig Feuerbach, Franz Szeliga, Moses Hess tarafından gelen eleştirilere Stirner, Eylül 1845’te “Rezensenten Stirners” (Stirner’in Eleştirmenleri) adlı yazısıyla karşılık verir.

“Biricik ve Mülkiyeti” kadar önemli olan “Stirner’in Eleştirmenleri” dışında şu çalışmaların  da Stirner’e ait olduğu kesinlik kazanmıştır.

Über Schulgesetze (1834)

Gegenwort … (anonim, 1842)

Über B. Bauers “Posaune des jünsten Gerichts” (1842)

Das unwahre Prinzip unserer Erziehung oder Humanismus und Realismus (1842)

Kunst und Religion (1842)

Einiges Vorläufige vom Liebesstaat (1843)

Über “Die Mysterien von Paris” / Eugéne Sue (imza: Max Schmidt, 1843)

Die philosophischen Reaktionäre (imza: G. Edward, 1847)

yukarı Ana Sayfa